Halide Edip Cumhuriyet
döneminden aklımda kalan tek kadın edebiyatçı. Kadınların yetişmesi için
kurslar açan ilk kadın derneklerinden birinin kurucusu olmuş. Sakarya’da fiilen
cepheye katılmış, Hilal-i Ahmer’de hastabakıcılık yapmış. Ordudaki çalışmaları
ile ömrünce iftihar ettiği bir onbaşılık, sonra da başçavuşluk rütbesi kazanmış
J İzmir Milletvekili olarak TBMM’ye de girmiş.
Roman bir şaheser değil; Halide
Edip ise milliyetçi olmasına karşın yine de kaymak tabakadan olduğu izlenimi
veriyor. Buna karşın kadın olarak takdir edilesi ve şimdi bile benzerinin kolay
gösterilemeyeceği bir örnek oluşturmuş.
Okuduğum ilk romanı bu. Sinekli
Bakkal’a başlayacaktım, sayfası eksikmiş (İkinci el kitap almaya tövbe
ettirecek kadar değil ama bazen başıma geliyor). Mor Salkımlı Ev’e başladım,
anılarıymış meğer. Önce eserlerini okuyup merak etmeden bir yazarın bırak
anılarını, önsözü bile okuyamam.
Haliyle Handan’a başladım. Atlas
Kitabevi’nden, ama basım tarihini bulamadım, 70’ler ya da 80’ler olsa gerek.
Sadeleştirilirken doğan bazı sıkıntıların yanı sıra, bana yazarın üslubundan
kaynaklanıyormuş gibi gelen pürüzler de var. Mektupların derlenmesinden oluşan
roman, sosyalist hocası Nazım’ın evlenme teklifini reddeden –hapiste intihar
etmesine sebep olan- ve çapkın Hüsnü Paşa ile evlenen Handan’ın hikayesi. Nazım
“amaç” uğruna yaşadığı için onunla evlenmeyi romantik bulmayan Handan, Paşa ile
evlenince Anadolu’ya gidip halkı aydınlatma hevesinden vazgeçiyor.
Handan’ın Paşa ile evlenip
Avrupa’ya gitmesinden sonra kuzeni Neriman, sessiz bir genç olan Refik Cemal
ile evlenir. Anlamadığım bir şekilde Neriman sanki reklamını yapar gibi
kocasına sürekli Handan’dan, endamından, saçlarından bahsetmekte, yatak odasını
bu hanımın resimleriyle donatmaktadır. Şimdi, ben mi yanılıyorum yoksa burada
bir tuhaflık mı var? Handan’ı kuma olarak istiyor diyeceğim ama kadın evli!
“Göreceksin, Handan’ın eğlendiği adamlara bir zaafı, bir sevgisi vardır.
Onun alayını ben Charles Dickens’ın alayına benzetirim.” Öyle mi Neriman? E
peki ben niye hiç görmedim Handan’ın nüktedanlığını, zeka dolu esprilerini?
Gerçek Kesit’te Sarı Bıyık’ın çok yakışıklı olduğuna iki genç kızın replikleri
yoluyla inandırılmaya çalışılmış insanım ben. Keza bu romanda da Handan’ın ne özel
bir kadın olduğuna inanmam için temelsiz bir çaba sezdim. Erkeklerin elini
sıkıyor, selamlığa giriyor diye mi özel yani? Belki Neriman’ın aksine
Eflatun’dan bahsedebildiği için özel…
Refik Cemal’le Neriman önce
İstanbul’da, sonra Londra’da çalkantısız ve mutlu bir evlilik hayatı
sürüyorlar. Refik arkadaşı Nazım’ın ölümünden Handan’ı sorumlu tutuyor.
Handan’ın evliliğini bir imtihan haline getiren kazanova kocası Hüsnü Paşa yüzünden
kadın çoğunlukla Refiklerde kalıyor, çocuklarıyla oynuyor vs. Refik’in en mutlu
günleri bunlar; Neriman ve çocuklarıyla aile saadetini, Handan’la yaptığı uzun
sohbetlerle fikri yönden mutluluğu tadıyor. Paşa arada sırada “azize”sini
görmeye geliyor, sonra Juliette’e, Maud’e vs. geri dönüyor.
Kıskanç olmak bile içinden gelmeyen
ama evlilik bağına son derece kıymet veren Handan, kocasından ayrı kalmaya uzun
süre dayanamıyor. Buna bir de Refik Cemal’e karşı içinde uyanan hislerin
baskısı eklenince menenjit oluyor. “Yeni
bir kimyager gözleri boyuyor. Gözlerim mavi, saçlarım sarı olacak.” diye
sayıklıyor kocasına Refik başucunda beklerken. Paşa verilen habere hiç oralı
olmayınca hafızasını kaybetmiş, çocuklaşmış Handan’la Refik tebdil-i hava için
İtalya’ya gidiyor. Tohumlarını belki de sade kadın Neriman’ın attığı aşk
aralarında filizlendikçe ve Handan yavaş yavaş geçmişini hatırladıkça Refik “şu
güzel başa bir şey vurarak onu sonsuz bir budala halinde bırakmak” isteği
duyuyor. Her ne kadar sakin hayatını birden isteyerek içine atıldığı fırtınalar
doldursa da, eşinden ve çocuklarından vazgeçecek duruma geliyor.
Ne var ki, Handan büyük bir
umutsuzluk içinde: “Kızın çok fena oldu
babacığım: Ruhunun atıldığı siyah uçurum o kadar derin ki duaların oraya
inemeyecek.” Yeniden hastalanan Handan’ın cesedi İstanbul’da mezara iniyor.
Handan, güçlü bir roman değil ama diğer Halide Edip eserlerinden uzak durmamı
gerektirmeyecek kadar beğendim. Garip İsimler sözlüğüme bir de Şehper eklendi J