Yazarı daha çok Jane Eyre ile bilinen
Charlotte Bronte. Ilk yazdigi romanlardan biri olmasina ragmen kimse kitabi basmak istemeyince ancak olumunden sonra okurlara ulasabilmis bu kitap.
Ticarete atılmayı deneyip, ona göre olmadığını anlayınca Brüksel’e öğretmenlik yapmaya giden bir gencin hikayesi. Fakat klasik, öğrencilerini birden sihirli değnekle değiştiren süper öğretmenlerden değil bu. Fransızcayı pek iyi bilmediğini çaktırmamaya, öğrencilerinin eline koz vermemeye çalışan bir İngilizce öğretmeni. Kendisinin komik isimli okul müdiresi Matmazel Zoraide ve elişi öğretmeni Frances’la maceraları (macera dediysem, bakışmak, çay içmek ve paragraflık cümleler kurmak tabi!) romana renk katıyor. Burada hikayesini anlatacağım bir çok kitap gibi bu kitabı da “meraklısına” tavsiye edebilirim.
Ticarete atılmayı deneyip, ona göre olmadığını anlayınca Brüksel’e öğretmenlik yapmaya giden bir gencin hikayesi. Fakat klasik, öğrencilerini birden sihirli değnekle değiştiren süper öğretmenlerden değil bu. Fransızcayı pek iyi bilmediğini çaktırmamaya, öğrencilerinin eline koz vermemeye çalışan bir İngilizce öğretmeni. Kendisinin komik isimli okul müdiresi Matmazel Zoraide ve elişi öğretmeni Frances’la maceraları (macera dediysem, bakışmak, çay içmek ve paragraflık cümleler kurmak tabi!) romana renk katıyor. Burada hikayesini anlatacağım bir çok kitap gibi bu kitabı da “meraklısına” tavsiye edebilirim.
Birkaç quote ile kapatalım:
“I
know that a pretty doll, a fair fool, might do well enough for the honeymoon;
but when passion cooled, how dreadful to find a lump of wax and wood laid in my
bosom, a half-idiot clasped in my arms, and to remember that I had made of this
my equal – nay, my idol – to know what I must pass the rest of my dreary life
with a creature incapable of understanding what I said, of appreciating what I
thought, or of sympathising with what I felt!”
“Human
beings – human children especially- seldom deny themselves the pleasure of
exercising a power which they are conscious of possessing, even though that
power consist in a capacity to make others wretched; a pupil whose sensations
are duller than those of his instructor, while his nerves are tougher and his
bodily strength perhaps greater, has an immense advantage over that instructor,
and he will use it relentlessly, because the very young, very healthy, very thoughtless,
know neither how to sympathise nor how to spare.”
“I
have taken notice, Monsieur, that people who are only in each other’s company
for amusement, never really like each other so well, or esteem each other so
highly, as those who work together, and perhaps suffer together.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder