Oncelikle
soylemeliyim ki bu cingoz adam, benim buraya aktardiklarimdan cok daha sert
sozlere romanda yer vermis. Isteyen varsa, buyursun okusun, sasirsin.
Hikmetullah Efendi isimli bir deliye yine ne istiyorsa soyletmis ustad.
‘Kalplerini fesat ve
bozusmayla dopdolu yarattigin mahluklarini boyle bogaz bogaza birakip da
ortadan cekilmek olur mu?
‘Kitaplarinda besikten
mezara kadar ilme ragbet etmeyi tavsiye edersin, sonra en cahil adamlari din
hizmetleriyle taltif buyurursun. Yazili ve agizdan iradelerinde fenden, ilimden
ufacik bir sey yoktur. Sevgili hacilarin, hocalarin her yeni icada karsi
‘bid’at-i merdude’ diye kafirlik sayarak
haykiriyorlar.’
‘Bazi memleketlerde
halkcilik adi altinda fertcilik yapiliyor. Bu curcunada ses coklugun, fakat
cikar azligindir. Icinde yasadigin havayi alkislamak gayretiyle senin avucun
patlar, parsayi seckinler adini alan bir grup toplar. Halkin adi goklerde
bayrak, lakin kendisi sokaklarda yalinayaktir.’
Din
ve ahlak ayrimi ve batil inanclar uzerine de ogretici ve aciklayici bir yonu
var:
‘Emin ol Cenabihak guya
ugursuz yaratmis oldugu bir kulunun ugursuzlugu yuzunden bir mahalleyi, bir
bucagi, bir memleketi batirmaz. Hem simdi dinle ahlak ayrilmistir. Ne dindar
ahlaksizlar vardir, ne ahlakli dinsizler vardir’
Genel
ahlak prensiplerinin en basit ve dogru aciklamalarini bulmak mumkun:
‘Fenalarin kotulukleri
yuzunden iyiler de bircok sinirlamalarin rahatsizliklarini yukleniyorlar. Butun
hayat, kosullarla, yorgunluk ve gorevlerle dolu bir agirlik aliyor. Su kalin
duvarlarin zahmetlerle yapilmasi hirsizligi onlemek icindir, Ben hirsiz
degilim, herkes de benim gibi olsaydi, bu zahmete yer kalmazdi. Hayatta buna
benzer bircok zahmetlere, dikkatlere yasa ve ahlak kacakcilari icin katlaniliyor.’
‘Sizin onunuze yapilmis
yasalar cikararak “bunlara boyun egeceksiniz” diyorlar. Halbuki o yasalari
yapanlarin bilimce, fikirce sizden asagi ve vicdan dusuncelerinden uzak
olduklarini eserlerine bakarak anliyorsunuz. Gercek sununla meydandadir ki yaptiklarini
kendileri de begenmeyerek iki gun sonra degistirmek zorunda kaliyorlar.’
Zamaninda
hirsizlik yapip isten kovulmus bir dilenciye ‘Senin gibi uc bin lira calanlarin mallari varsa calinan para odetilir,
hirsiz da ceza gorur. Oteki buyuk hirsizliklar mirascilar payina kanuni mal
kaydolunur.’ der. Kaynanasina ‘Ben
seni alacak olsam dunden razisin’ der mesela.
‘Asil gaflet de bu
curumus, mantar kesilmis eski inanclarin ahretteki kurtariciligina sarilarak
dunyadaki en ciddi islerimizi savsaklamaktir. Ilmin, fennin cozmeye ugrastigi
tabiat muammalarini dusunmekten kimse yasaklanamaz. Bu dusunus de gunah degil,
tersine cok sevaptir.’
‘Bir filozofun dedigi
gibi, delilik denen sey, siniri cizilmis, bizden pek ayri gayri bir ulke
degildir. Her gunku hayatimizin sinirlari hemen hemen bununla birlesen pek
yakin iki komsuyuz. Hepimiz arasira o memlekete girer, cikariz. Delilikten
butun butun kacabilmek olanaksizdir. Is ona kendimizi yaridan fazla
kaptirmamaga ugrasmaktir.’
Deli
Filozof roman icinde hikaye yaziyor mesela. Adi da Dipkocani. Piknikte piyes
seklinde bizimkilere okumustum bunu J
‘Adlarina bibliyofil
denilen kitap dostu ve kutuphane meraklisi bazi kimseler vardir. Bunlarin
isleri gucleri, oradan buradan, pahali ucuz elde edebildikleri az bulunur kitaplari,
degerli ciltleri ve baska cesit kitaplari toplayarak kutuphanelerine dizmektir.
Okumak icin degil, filan kitap bende de vardir diye ovunmek icin, tipki
camekanlarina canak comlek dolduran antika meraklilari gibi. Bu eski oteberi ne
yenir, ne kullanilir, bunlarin yalniz karsisinda seyirlerine bakilir.’
Filozof Hikmetullah
Efendi kitabi rafa koymak icin degil, okumak askiyla sever ve insan omrunun
birkac kutuphaneyi tamamiyle okumaya yeterli olmadigina uzulurdu. Istanbul’daki
kutuphanelerde ne kadar kitap bulundugunu, cesitlerini, degerlerini kutuphane
gorevlilerinden daha iyi bilirdi. Arasira halinde gorulen akilca taskinliklar,
belki de bu fazla okumak yorgunlugundan ileri geliyordu.’
Ali
Senaver Bey isimli birinin genc hanimi Iclal ile Filozofun oglu Celebi ask
yasamaktadir. Senaver parlayip kopurmemesi acisindan beylik karakterlere uzak
bir karakterdir. Bu ikisini bulup evlendirirler. Genelde boyle vakalar
cinayetle veya alikonulmayla biter ya, olgunlukla tatliya baglandiginda sonu
nasil biterdi onu yazmis HRG. Ilcal’i gelin alirlar, bu kez de kizlari
Caize’nin kocasi Umrani ile asiklik etmeye baslar. Bu kez abi kardes bu
hainleri oldurmek icin planlar yapar. Filozofun kutuphanesinden bulduklari bir
kitabin yardimi ile dordunu birlikte, ama yavas yavas, bir yil icerisinde
oldurecek bir zehir bulup hek kendileri icer, hem eslerine icirirler. Bir sure
sonra hainler beraber evden kacar. Onlar oledursun, Filozof zehirin panzehirini
bulup evlatlarini kurtarir. Diger ikisini ise son zamanlarini rahat gecirsinler
diye tekrar koske getirirler (?). Artik bunlari kurtarmak isteseler de ikisi
birbirinin pesi sira topraga verilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder