9 Mart 2014 Pazar

Artamonovlar / The Artamonov Business– Maksim Gorki


Altın Kitaplar Yayınevi’nden 1963 yılında çıkmış bu kitabı okuyordum. Gorki sevdiğim bir yazar ama konunun işleniş biçimini sevmedim. 

Babalar ve Oğullar’da toprak köleliği henüz kalkmamıştı. Artamanovlar ise köleliğin kalkmasından iki yıl sonra, prenslerin yanında çalışmış İlya Artamonov ve oğullarının bir kasabaya gelmesi ile başlıyor. İlya ve oğulları şehre bir huzursuzluk getiriyor. İlya, Ulyana Baymakova’nın kızı Natalya’yı  emrivaki yaparak Pyotr’a alıyor. Fabrika kuruyor.  Bunların düğünü, Ruslar ve Türklerin –en azından- eski düğün adetlerinin birbirine benzerliğini gösteriyor. Şu mani “yüksek yüksek tepelere”ye benzemiyor mu?

“Yolluyorlar benim gibi tazeyi
Suya yolluyorlar,
Yalın ayak, çırılçıplak
Amanin giydirmeden yolluyorlar”

Annesinin birtanesini hor görme demek Ruslarda da varmış J

Gelin neşeli ise evliliğe korka korka hazırlanması gerektiğini, neşeli başlarsa sonunun kötü geleceğini söylüyorlar. Hayvanlara eziyet etmede de bizden aşağı kalmıyorlar. Ayı yavrusuna içki içirip ayyaşlığa alıştıran, saldırganlaşınca da acımadan öldüren Aleksey mesela, karakterlerin geneli gibi zalim, sevilmeyesi bir adam. Yengesine aşık kambur Nikita, kuzenler Yakov ve Miron, bir ara sahneye çıkan Mitya, bikaç tahtası eksik işçi Tihon Vyalov bende bir sempati uyandırmadı.

Kitabın ana fikri önsözden:

Soysuzlaşma kanununun bu aile üzerinde yaptığı merhametsizce etki.” Mantıken, artık kendi kendinin efendisi olması, herkese fabrikada iş verdiği için sevilmesi, maddi durumları iyileşip refah içinde yüzmesi gereken aile, nedense buna kavuşamıyor. Ne kasaba rahata eriyor, ne de özellikle on zamanlarda sosyalistler yüzünden huzuru kaçan Artamonov’lar. Kölelikten kurtulan İlya enerjik ve işini sürekli geliştiren bir adamken Pyotr’un zamanında iş yerinde sayıyor. Üçüncü kuşak ise işe iyice sırt çeviriyor: İlya şehre kaçıp sosyalist oluyor, Yakov ise casuslara para yediriyor. Özetle, birdenbire sınıf değiştiren bu ailenin öyküsü iç karartıyor.