8 Haziran 2016 Çarşamba

Deli Filozof – Huseyin Rahmi Gurpinar


Oncelikle soylemeliyim ki bu cingoz adam, benim buraya aktardiklarimdan cok daha sert sozlere romanda yer vermis. Isteyen varsa, buyursun okusun, sasirsin. Hikmetullah Efendi isimli bir deliye yine ne istiyorsa soyletmis ustad.

‘Kalplerini fesat ve bozusmayla dopdolu yarattigin mahluklarini boyle bogaz bogaza birakip da ortadan cekilmek olur mu?

‘Kitaplarinda besikten mezara kadar ilme ragbet etmeyi tavsiye edersin, sonra en cahil adamlari din hizmetleriyle taltif buyurursun. Yazili ve agizdan iradelerinde fenden, ilimden ufacik bir sey yoktur. Sevgili hacilarin, hocalarin her yeni icada karsi ‘bid’at-i merdude’ diye kafirlik sayarak  haykiriyorlar.’

‘Bazi memleketlerde halkcilik adi altinda fertcilik yapiliyor. Bu curcunada ses coklugun, fakat cikar azligindir. Icinde yasadigin havayi alkislamak gayretiyle senin avucun patlar, parsayi seckinler adini alan bir grup toplar. Halkin adi goklerde bayrak, lakin kendisi sokaklarda yalinayaktir.’

Din ve ahlak ayrimi ve batil inanclar uzerine de ogretici ve aciklayici bir yonu var:

‘Emin ol Cenabihak guya ugursuz yaratmis oldugu bir kulunun ugursuzlugu yuzunden bir mahalleyi, bir bucagi, bir memleketi batirmaz. Hem simdi dinle ahlak ayrilmistir. Ne dindar ahlaksizlar vardir, ne ahlakli dinsizler vardir’

Genel ahlak prensiplerinin en basit ve dogru aciklamalarini bulmak mumkun:

‘Fenalarin kotulukleri yuzunden iyiler de bircok sinirlamalarin rahatsizliklarini yukleniyorlar. Butun hayat, kosullarla, yorgunluk ve gorevlerle dolu bir agirlik aliyor. Su kalin duvarlarin zahmetlerle yapilmasi hirsizligi onlemek icindir, Ben hirsiz degilim, herkes de benim gibi olsaydi, bu zahmete yer kalmazdi. Hayatta buna benzer bircok zahmetlere, dikkatlere yasa ve ahlak kacakcilari icin katlaniliyor.’

‘Sizin onunuze yapilmis yasalar cikararak “bunlara boyun egeceksiniz” diyorlar. Halbuki o yasalari yapanlarin bilimce, fikirce sizden asagi ve vicdan dusuncelerinden uzak olduklarini eserlerine bakarak anliyorsunuz. Gercek sununla meydandadir ki yaptiklarini kendileri de begenmeyerek iki gun sonra degistirmek zorunda kaliyorlar.’

Zamaninda hirsizlik yapip isten kovulmus bir dilenciye ‘Senin gibi uc bin lira calanlarin mallari varsa calinan para odetilir, hirsiz da ceza gorur. Oteki buyuk hirsizliklar mirascilar payina kanuni mal kaydolunur.’ der. Kaynanasina ‘Ben seni alacak olsam dunden razisin’ der mesela.

‘Asil gaflet de bu curumus, mantar kesilmis eski inanclarin ahretteki kurtariciligina sarilarak dunyadaki en ciddi islerimizi savsaklamaktir. Ilmin, fennin cozmeye ugrastigi tabiat muammalarini dusunmekten kimse yasaklanamaz. Bu dusunus de gunah degil, tersine cok sevaptir.’

‘Bir filozofun dedigi gibi, delilik denen sey, siniri cizilmis, bizden pek ayri gayri bir ulke degildir. Her gunku hayatimizin sinirlari hemen hemen bununla birlesen pek yakin iki komsuyuz. Hepimiz arasira o memlekete girer, cikariz. Delilikten butun butun kacabilmek olanaksizdir. Is ona kendimizi yaridan fazla kaptirmamaga ugrasmaktir.’

Deli Filozof roman icinde hikaye yaziyor mesela. Adi da Dipkocani. Piknikte piyes seklinde bizimkilere okumustum bunu J

‘Adlarina bibliyofil denilen kitap dostu ve kutuphane meraklisi bazi kimseler vardir. Bunlarin isleri gucleri, oradan buradan, pahali ucuz elde edebildikleri az bulunur kitaplari, degerli ciltleri ve baska cesit kitaplari toplayarak kutuphanelerine dizmektir. Okumak icin degil, filan kitap bende de vardir diye ovunmek icin, tipki camekanlarina canak comlek dolduran antika meraklilari gibi. Bu eski oteberi ne yenir, ne kullanilir, bunlarin yalniz karsisinda seyirlerine bakilir.’

Filozof Hikmetullah Efendi kitabi rafa koymak icin degil, okumak askiyla sever ve insan omrunun birkac kutuphaneyi tamamiyle okumaya yeterli olmadigina uzulurdu. Istanbul’daki kutuphanelerde ne kadar kitap bulundugunu, cesitlerini, degerlerini kutuphane gorevlilerinden daha iyi bilirdi. Arasira halinde gorulen akilca taskinliklar, belki de bu fazla okumak yorgunlugundan ileri geliyordu.’


Ali Senaver Bey isimli birinin genc hanimi Iclal ile Filozofun oglu Celebi ask yasamaktadir. Senaver parlayip kopurmemesi acisindan beylik karakterlere uzak bir karakterdir. Bu ikisini bulup evlendirirler. Genelde boyle vakalar cinayetle veya alikonulmayla biter ya, olgunlukla tatliya baglandiginda sonu nasil biterdi onu yazmis HRG. Ilcal’i gelin alirlar, bu kez de kizlari Caize’nin kocasi Umrani ile asiklik etmeye baslar. Bu kez abi kardes bu hainleri oldurmek icin planlar yapar. Filozofun kutuphanesinden bulduklari bir kitabin yardimi ile dordunu birlikte, ama yavas yavas, bir yil icerisinde oldurecek bir zehir bulup hek kendileri icer, hem eslerine icirirler. Bir sure sonra hainler beraber evden kacar. Onlar oledursun, Filozof zehirin panzehirini bulup evlatlarini kurtarir. Diger ikisini ise son zamanlarini rahat gecirsinler diye tekrar koske getirirler (?). Artik bunlari kurtarmak isteseler de ikisi birbirinin pesi sira topraga verilir.