13 Nisan 2014 Pazar

Korku Haftası & Mavi Kentler & Antuan Rivo’nun Öldürülmesi – Aleksey Tolstoy

Kitaba özel komikli ayraç.

Varlık Yayınları’nın 1968 basımı bu kitap hakkında bilgi aradım, biraz hakkında okuyayım dedim ama yok, bir şey bulamadım. Aleksey Tolstoy bildiğimiz “the Tolstoy” un nesi oluyor diye baktım, uzaktan akrabaymışlar. Bazı bilimkurgu eserler vermiş A. Tolstoy. Kitapta üç hikaye var ama klasik Rus edebiyatı tadı vermiyor.

Korku Haftası

Hikayenin orijinal ismi ne manaya geliyor, çok merak ettim. Yani bu isim çok ilgimi çekmişti ama aslında hikayede bir haftaya yapılan aman aman bir vurgu yok. Okyanusun ortasındaki bir adaya gelişmiş dürbünler ve bir sürü füze depolayan, işini bilen patron misali Çinlileri de ucuz işçi olarak orada çalıştıran İgnatiy Ruf Ay’ı parçalamayı amaçlamaktadır. Yanına aldığı diğer dört kalantorla birlikte oluşan kaos ortamından yararlanıp borsayı düşürecek, dünyayı ele geçireceklerdir.  Füzeler yollanır, ay parçalanır. Biela kuyruklu yıldızının Dünya’ya yaklaşacağı günden faydalanan “Beşler”, basını kontrol altında tutarak Ay’ı kendilerinin parçalayacağını saklarlar. (Bu Biela, Hüseyin Rahmi’nin “Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç”ında “Müthiş Bila” diye andığı yıldızdır).

Ay parçalandıktan sonra geçenleri İgnatiy Ruf şöyle özetler:

İnsanlar bize, doğanın birer olayıymış gibi davransın, saygı duysun diye şu yere batasıca ayı parçaladık, dünya kapitalinin sahibi olduk, diktatörlüğümüzü ilan ettik. Ama sonuç ne oldu? … Genel yerlerde müzik çalınmasını yasakladım, bu sefer bütün şehir ıslık çalarak dolaşıyor sokaklarda. Meyhane ve tiyatroları kapattırdım, evlerde toplanıp daha ucuza eğlenmeye başladılar.”

Öhöm. “Yeni bir dünya” edebiyatının daha güzel örnekleri var şüphesiz, ama bu hikaye de  korku ikliminde uzun süre yaşanmayacağının altını çiziyor olabilir mi? Parlamentoyu ele geçiren “Beşler”e,  oradan yaylanmalarını telaşsızca söyleyen devrimci genç ve arkadaşları ile dünya nasıl değişmiştir acaba?

Mavi Kentler
Gelecekle ilgili varsayımlar yapan edebiyatı severim, iç karartıcı olsa bile severek okurum ve etkilenirim de. Bu hikayede güzel bir gelecek ihtimali var mimar Bujeninov’un kafasında:

“Apartmanların aynalı, basamak basamak taraçaları bitki ve çiçek doluydu. Damlarda ne bir baca ne bir anten; maviye çalan yeşil çimenliklerle örtülü geniş caddelerde ne tramvay teli, ne afiş kulübesi, ne araba vardı. Kentin ulaşım sisteminin tümü yeraltına aktarılmıştı. Evlerden çıkan pis hava, dev vantilatörler, emicilerle yer altı merkezlerine çekiliyor, orada temizleniyordu (…) Askeri üretimin sona ermesinden sonra kimya fabrikaları verimsiz, yabani toprakları işlemeye başlamışlardı. Tundra ve bataklıkların göz alabildiğine uzandıkları yerlerde ekin tarlaları uğulduyordu şimdi.”

Mavi Kentler’in yaratıcısıydı o; öyle ki üstün hizmetleri nedeniyle öldükten sonra “azot dolu bir kabinde dondurulup, bedenin molekül yapısını değiştiren güçlü manyetik gerilimler”le gençleştirilmişti.

Gerçekte ise savaş sinirlerini harap etmiş, iş göremez hale getirmiş ve onu sevdiği Nadya’nın gözünde bir asalak durumuna düşürmüştür. Arkadaşına söylediği gibi “yaşam çarkının içine girip öteki insanların içinde yitemiyordur.” Bir taraftan mavi kentinin projesi ile uğraşırken Nadya’nın başkaları ile olmasına dayanamayıp ikisine iftira atan kişiyi öldürdükten sonra bütün kasabayı ateşe verir. Sonra Mavi Kentin projesini kül olmuş meydandaki direğe asar.

Antuan Rivo’nun Öldürülmesi  hikayesi bana fazla yavan geldi, yazmıyorum buraya J



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder