2 Nisan 2014 Çarşamba

Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç


Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç – Hüseyin Rahmi Gürpınar

Yine H.R.G., yine Atlas Kitabevi’nden. 1972 basımlı bu kitabı hesapta yazarın Heybeliada’daki evini gezerken okuyor olacaktım. Maalesef gittiğimde müze kapalıydı, başka bahara kaldı.

Kitabın orijinal bir konusu var: 1910 yılında, Halley kuyruklu yıldızının Dünya’ya çarpacağı konuşulmaktadır. Kadın düşmanı ama romantik adam İrfan Galip, mahallenin bütün kadınlarını kuyruklu yıldız hakkında vereceği konferans için evine toplar. Sürüp giden bu konferanslarda Halley’in Dünya’ya çarpması ile ilgili korkunç senaryolarını rüyasını anlatır gibi anlatır. Yetmedi en korkunç yerinde ışıkları söndürür, üst katta tembihlediği hizmetçi büyük bir gürültüyle masaları devirir, odanın içinde kestane fişekleri patlar. Kadınların ayılıp bayıldığını gören İrfan yaptığı şakaya pişman olur.

 Konferanstan sonra “kadın olduğuna üzgün bir zavallı”dan isimsiz bir mektup alır:

Ben spor delisiyim, ah ne yapayım ki Tanrı beni kadın yaratmış. Alp dağlarına gidenleri, Mont-Blanc’a çıkanları, Mısır’da ehramları gezenleri, Baalbek harabelerinde dolaşanları, balonlara binenleri, uçaklarla uçanları, gazetelerde okudukça ne kadar imrendiğimi size tarif edemem (…) Bu kadar spor meraklısı olup da nereyi gezdiğim var? Hele o kapanık kış günlerinde sıkıntıdan patlarım. Tanrı bilir ya, evde piyanom var, mandolinim var, udum var. Kitaplarım, nakış işleyen makinelerim, her şeyim var. Ama bazen o kadar sıkılırım ki bunların hepsini pencereden bahçeye atasım gelir (…) Annemden izin isterim. Sokağa gönder diye yalvarırım. Gönlü olursa yanıma dadımı, lalamı takar, yüzümü sımsıkı kapatarak Beyazıt’a kadar gönderir. (…) Birkaç ay önce şakacı komşulardan biri beni görmüş anneme söylemiş. Aman Yarabbi, işitmediğim lakırdı kalmadı. Meğerse bir kız için dama çıkmak pek ayıpmış. Bu memlekette kızlar için ayıp olmayan ne var acaba?”

İrfan, sonradan adının Feriha olduğu anlaşılan bu sıra dışı kıza görmeden aşık olur. Kızın niyeti ise sadece meraklı olduğu kuyruklu yıldız hakkında malumat almaktır. İrfan’ı vazgeçirmek için dünya çirkini bir kız olduğunu söylese de inandıramaz. İstanbul sokaklarında eğlenceli bir kovalamaca sonunda, düğünü Halley’in çarpacağı gün yapmak şartıyla evlenmeye razı olur. O gece, hoş bir benzetmeyle Halley’in kuyruğuna benzetilen kuyruklu gelinliğiyle gelip İrfan’ı çatıdaki kuleli balkona çağırır. Orada damada sıra dışı davranışları hakkında açıklama yaparken bir de bakarlar ki yıldız Dünya’ya teğet geçmiş! İrfan Feriha’yı öper ve mutlu son J

Kitapta yine bol bol cahil “kocakarı” muhabbeti var. İlginç ve korkutucu yarı bilimsel tasvirler içerse de Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, aslında bir gerilim romanı değildir. H.R.G.  önsözde şöyle der:

“Taa vaaz verenlerden tutunuz da teknik bilgi sahiplerine kadar insanların filozofları da, bilginleri de öbür kardeşlerini korkutma düşkünlüğünden kendilerini alamıyorlar. Bir gerçekçi olarak böyle söylüyorum. Ama bir romancı olarak öyle demeyeceğim. Öbür meslektekiler gibi sözün yalan veya doğru olma ihtimalinden bahsedeceğim ki bu da benim sanatımın hakkıdır.

Hilesini önceden ortaya koyan bir hokkabaz gibi size gerçeği böyle açıkça söyledikten sonra yine korkarsanız artık kabahat bende değildir.”

Sonsözde de şöyle:

“Halley geri dönecektir. Ama yetmiş beş yıl sonra! Şu satırlara bakanlar içinde 1401 Rumi yılına kadar hayatta kalacak talihliler bulunursa geçirdikleri şu denemeye dayanarak gelecekteki evlatlarımıza yalanları hor görme lüzumunu tekrarlasınlar.”

Wikipedia’ya göre en son 1986’da görünmüş olan Halley’in 2061’de tekrar ortaya çıkacağı hesap ediliyormuş.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder