20 Ekim 2013 Pazar

La Peau De Chagrin / Tılsımlı Deri – Honoré de Balzac


Balzac öyle çok roman yazmış ki, imkanım olsa hayranlığımı kendisine sunmak isterdim. La Comédie Humaine (İnsanlık Komedisi) adını verdiği bu 95 kitaplık  dizisinde gerçeküstü öğeler içermesi yönüyle diğerlerinden ayrılan başka biri var mı bilmiyorum. Elimdeki yine Altın Kalem Klasikler Dizisi’nden 1968 basımı bir kitap. Vahdet Gültekin’in çevirisi ve ilginç –hem de gerekli- dipnotları okumayı kesinlikle daha zevkli hale getirdi.



Kitabın başında Balzac’ın portresi var. Ama ekşi sözlükte bahsi geçen “eyvallah ben almayayım” pozu değil , kollarını kavuşturmuş tatlı tatlı bakıyor. Nasıl mülayim, nasıl edepli… Gıdısı da var J Neyse, kitap hakkında konuşmadan önce kendisine bir teşekkür edeyim. Verdiği sanatsal referanslarla başka türlü haberimin olmayacağı tablolar ve aryalar vs. den haberdar etti beni. Mesela, Di tanti palpiti:


O mitolojiden, sözcüklerin kökeninden bahsettikçe hemen Wikipedia’dan baktım. Resmen yıllar öncesinden bana interaktif bir deneyim yaşattı. “Sen bu romanı okumaya kalkıştın ama anlattığımı hayalinde canlandırabilmen için şunları şunları bilmen lazım” dedi. Sağol sağol sağol!

Kitabın konusuna nihayet gelebilirsem... Raphael adlı fakir bir gencin bir antikacıdan aldığı tılsımlı (tılsımı bildiğin Arapça olarak kitaba da koymuşlar) deri, onun her isteğini yerine getirecek ama her istek sonrası da küçülerek, bittiği zaman onun ölümüne sebep olacaktır.



Ruhunu şeytana satma hikayesi gibi duruyor. Ama bana daha masum göründü. Kalpsiz kontes Feodora ile izdivaç hayalleri suya düşünce atom mühendisliğine lanet eden sakallı Kadir İnanır gibi itliği, hergeleliği, kumarbazlığı öğrendi Raphael.  Yalnız bir ara mutlak mutluluğu Pauline ile yakaladı. Olayların nasıl gelişeceğini  romanın ortalarına gelmeme rağmen kestirememiştim ki bu okumayı daha zevkli hale getiren bir şey.

Balzac bilimden de anladığını göstermek için uzun diyaloglar serpiştirmiş, ilginçleştirmiş. Raphael’in çaresizliği, sırf yanlışlıkla bir şeyin gerçekleşmesini isteyip de ömrü kısalır diye afyonla kendini uyutması, karşılıklı sevginin bile onu kurtarmaya yetmemesi iç burkucu. Hey, Balzac! Senin mutlu sonla biten kitabın var mı? Komedi demişsin ama bu bildiğin dram.

Bazı şeyler:

“... adam orada artık hayal kurmadığı için sevinç de duymadan, artık zevk nedir bilmediği için acı da duymadan yaşıyordu.”

“Sizin eşit öğretiminiz insan etinden on meteliklik paralar yapar” dedi. “Öğretim yoluyla bir düzeye getirilmiş toplumda kişilikler kaybolur.”

“Tiksindiğiniz birine ömür boyu bağlanmak, sizi bırakıp gidecek çocuklar yetiştirmek, yüreğinizi yaraladıkları vakit “Sağol!” demek... işte sizin kadınlardan beklediğiniz namusluluk!”

“Bilmiyorum ruhlarındaki nasıl bir eğilimden dolayı, kadınlar kabiliyetli bir adamın ancak kusurlarını, bir aptalın da yalnız meziyetlerini görmeye alışmışlardır. Aptalın meziyetlerine karşı büyük bir sevgi duyarlar, bununla koltukları kabarıp kendi kusurlarını unuturlar; üstün bir erkek ise onlara kendi kusurlarını kapatacak bir sevinç vermez.”

“Deha sahibi kişi övündüğü şeyi söylemez; madrabaz ortaya döker, elbette ki başarıyı o kazanacaktır.”

“İnsan zayıf olduğunu kendine açıkça söyledi mi güçlü demektir.”

“İnsanın en zor katlandığı duygu acımadır, hele hak edince. Hınç kuvvet ilacıdır, yaşatır, öç alma isteği verir. Acıma ise öldürür, güçsüzlüğümüzü daha da güçsüz kılar. Sinsileşmiş kötülüktür bu; sevgi içinde küçük görme, küçük görme içinde sevgi.”




1 yorum:

  1. Balzac okumayı da eski kitap kokusunu da çok severim. Müzik için de teşekkürler 💜

    YanıtlaSil